30 Eylül 2012 Pazar

Hediyeciklerimm *.^

Okul açıldığından beri çok yoğunum, yorgunum. Aklıma yazmak için bir sürü şey geliyor ama ya boş zamanım olmuyor yada kafamda toplayıp yazamıyorum bir türlü. Gelen hediyelerim de olmasa buralar bir süre bensiz kalacaktı. En kısa zamanda kafamı toparlayıp yazıcam.

Biliyormusunuz bilmiyorum ama Fıstıklı Tombi'nin '4. kez Kitaplaşalım mı ?' adlı etkinliği vardı. Bende o etkinlikte Tuğba ablamla eşleştirilmiştim. İşte bana ondan gelen hediyeler;



O yeşil tokayı çokk sevdim ben. Burda aramıştım ama bulamamıştım tam nokta atışı oldu :) Küpeler benim tarzım değil pek ama elbet birgün kullanırım onları da  :)



Kitapları okumaya başlamadım ama güzele benziyorlar. En kısa zamanda onlara vakit ayırıcam. 






17 Eylül 2012 Pazartesi

Yoruldum



Efenim, bildiğiniz üzere bugün okulun ilk günüydü. Önceki gün 6'da kalktığım için erken uykum geldi. Bende kaçsın diye 2 bardak kahve içtim. Ama kaçmadı karnım ağrıya ağrıya akşam 8'e doğru uyudum. Sabah okul için kalktım uykumu almıştım, erkenden yattığım için. Her neyse giyindim, kahvaltı yaptım çıktım servisi beklemeye... 10 dk geçti gelmedi, 20 dk gelmedi yine...yok. Eda B.'yle mesajlaşıyordum zaten aynı servisten arkadaşım. Servis arıza yapmış, Ceyhun abi servis ayarlamaya çalışıyormuş. Biraz sonra Eda B. aradı her zamanki yerdesin demi, babamla gelip alcaz seni diye. Neyse gittik okula.


Yeni çömezler gelmiş(büyüdüm ya çöm değilim artık :P) Okulun da forması değişmişti(ama bize zorunlu değildi) hepsi mosmor geziyorlar.(yeni forma morr) Ayy müdür, hocalar falan yazın hiç konuşmamışlar heralde. Bik bik öttülar kürsüde. Arasından biride çıkıp demiyor ki, yazık güneşin altında yandılar, sıkıldılar....vs. Bütün sene konuşacaklarını konuştular. Maaşallah. 

10'ları ek binayı vermişler bizde gittik oraya sınıfları açıklayacaktı Osman hoca. Az da orda konuştu. Tam 3 kere evet sınıflarınız dedi ama bir türlü konuya giremedi. Sonunda okudu da hay okumaz olaydı. 5 sınıf bu kadar mı karman çorman edilir arkadaş. Yemediniz içmediniz, nasıl 3 senelerini batırırız diye mi çalıştınız. Sevgi B şubesinde. Sevdiğim hocalardan sadece biyolojiciyle ingilizceci giriyor bizim derse. Oğuz hoca gelmiyor, Kübilaycığım gelmiyor. Neyleyim böyle sınıfı. Bir insan böyle mi soğutulur okuldan ya. Tamam hadi istediğim hocalar girmiyor bizim derse de bari sınıfta anlaştıklarım olsaydı. 3,4 kişi var yaa. Bari çabucak anlaşıyım herkesle bir sorun olmasın. Hocaların bazıları gözümü korkuttu, bazıları da bu konuları sanki biliyomuşuz gibi davrandı, bide uykumu getirdi. 

Bide bundan bahsetmezsem olmazdı. Biz ana binaya gittik, kitapları almak için. Şans Meleğimi gördüm. Bir insanda bu kadar mı şans olur ya :))) Yüzüm kıpkırmızıymış onla konuşurken, Nisa dedi. Merhabalaştık, tam gidiyordu nasılsın dedim iyi sen dedi iyi dedim. Kitaplara bakıyım dedi bende bak dedim. Üniversiteyi sordum. Bir sene daha çalışcam dedi. Aklımda hiç yoktu o. Unutmuştum hatta gözden uzak olunca gönülden de ırak oluyor bende. Ama Allah'ım ne tatlılıktır o. Anumm ağzını burnunu yidiğim. Yok yok ben seviyorum onu hala. Nisa sabah sormuştu törende o noldu diye ? Kapandı o konu demiştim. Hatta öğlen Eda B.de sormuştu. Tamda sevgilisi arkasındaydı bunu sorarken. Neyseki hanfendi klasını hiç bozmadığı için umursamadı bile. Bide 
mal Elif sabah sen yine takacak birini bulursun demişti.ona burdan snne be slk demek geliyırr içimden. Sevgi de keşke onu görmeseydin dedi. Gördüm ama ehehe :)) Ya bugün bir de Eda'ya(bu başka biri ama yine aynı servisteyiz) sinir oldum. Ne zaman şans melegimle ilgili bir konu açılsa ağzını açıyor bi imalı bakışlar falan. Hiç samimi değilsin şekerim. Aksine itici oluyorsun. 

Bugünüm böyle geçti uykum var ve yoruldum.

14 Eylül 2012 Cuma

Azimliyim, Olacak inşallah...

Önceki gün gördüğüm rüyanın etkisindeyim hala. Yolculuk yaparken tanıştığım birine kapılıyodum. Tutkulu bir aşk oluyodu bizimkisi. Kelimelerle anlatamayacağım kadar güzeldi. Ama rüyanın sonunda ortada bıraktı beni ayrıldık. :( Şu beni bırakma olayı olması herşey mükemmeldi. İşte bende tam böyle birini arıyorum. 'Sen şöyle böyle erkek istiyosun da öyleleri sana bakar mı ? Önce kendine bak demezler mi insana' derler tabi. Onun için bende kendime çeki-düzen verdim, veriyorum.

Aslında en yakınımdakine bile söylememiştim bu kararımı hani yapamaz da elime yüzüme bulaştırırsam diye (inş olmaz öyle bişi) biraz da hani yaparsam herkes şok olsun vay be nasıl kızmış azimle başardı diye. Ondan ötürü demedim kimseciklere ama gece Spot Işığını Arayan Kız'ının yazdığı yazıdan cesaret alarak diyorum bende 1,5 aydır kilo vermeye çalışıyorum. Burcumdan dolayı cesaretli bir yapım var fakat kilolarım herşeyi batırıyor. Hoşlandığıma gidiyorum, demesine diyorum da sizce bu kilolarla olacak iş mi ? Eh bende de cesaret falan kalmıyor artık. Yani şu kilolarım gitse herşey çözülecek. Aslında insanların beni beğenmemesinden değil sanırım. Sanaldan konuşuyorlar tanışalım mı buluşalım mı falan... Çocuk hoş olsa da bende özgüven yok ki. Buluşamıyorum işte. Hemde tarzım değil öyle şeyler.

Haftalar önce Nagehan sormuştu 'Kaç erkekle konuşuyorsun ?' diye kimseyle demiştim. Nasıl yani demişti heralde neyin nasılı ya işte yok onlar konuşsa da bende özgüven yok. Bengüyle konuşuyorduk dün. Ben seni böyle seviyorum ama, dedi. Bende, ben kendimi böyle sevmiyorum ama dedim. Sevilmeyecek bir yanın yokki dedi. Arkadaşlarıma göre böyle hep. Biliyorum beni böyle seviyorlar ama işte karşı cins de beni beyenmiyır kankalar. Şu gördüğüm rüyadan sonra baya yalnız olduğumu farkettim. Fazlalıklarımın 1/5'ini verdim. Maşallah diyin. Bide dua ediyin fazlalıklarımın hepsini veriyim.

9 Eylül 2012 Pazar

Durum Raporu

- Bu ara çook mutluyum okul açılıyor ^.^ Şimdi diyeceksiniz millet açılmasın diye ne küfürler ediyor da sen niye açılsın istiyosun diye. Yaz boyu evden çıkmadığım için bol bol sıkıldım. Monotonluktan sıkıldım az ekşın gelsin hayatıma :)

- Az önce annemin teyzelerinden biri bizdeydi. Yine bol bol konuşup durdular. Dert, sıkıntı... Bir susmadılar. Milletin derdi de bunları geriyo ya .

- Selenimi çokcana özledim.Bi türlü arayamıyorum,smsim de yok.Lan beni unutmasından korkuyorum :(


- Yaklaşık 1 aydır Pretty Little Liars izliyorum. Baya sevdim :) İzlemeyenler varsa öneririm. Benim favorim Hanna.


- Saçlarım hep kırık doluydu. Geçenlerde sabah sabah sinirimi bozdu, aldım makası 1,5 karış kestim. Onları kuaföre gidip düzelttirmem lazım. Çarşıya gidebilirsem tabi...

- Bir de bayadır almak istediğim kitaplar var. Annemle gittik kitapçıya 'yok klasiklerden alalım, bu şiddete yönlendirir, şu ne öyle kanlı manlı' diye başımın etini yedi. Bende 'sen almazsan kendim alırım dedim,hıh' En geç bir buçuk hafta sonra alırım ki ben onlarıı.

- Akrabaları facebooktan engelledim. Twitterdan takip ettiğim kişileri de yeniden gözden geçirdim. Bazılarını unf. ettim.

- Dershaneye de yazıldım. Ben dershanesiz ders çalışmayanlardanım. Yani gitmezsem evde ders çalışmıyorum. Annem 'başka dershanelere bakalım onlar nasıl' dedi bende 'Fatma hocamı bırakmam!' demedim tabiki. Öyle dersem aklından bu kıza büyü mü yapıyorlar.....vs. kurar kafasından. 'Ben ordaki hocalarımı seviyorum yeaa' dedim. Sonuçta ortaokulda feni 10 doğru 10 yanlış olan biri sayısalı seçti şurda demi. Ortaokulda vasat hatta fen hocaları tarafından takılmayan biri olarak geçen sene kimyamla biyolojim 4'tü. Fiziği de ne siz sorun ne ben söyleyeyim 6 yıldır kendisini pek sevemiyorum da... Dünya gözüyle şu ortaokuldaki fen hocalarımı bi bulursam 'beni feni kötü diye tınlamıyodunuz şimdi kendi isteğimle sayısalı seçiyom lan ayrıca da yapabiliyorum, sorun bende değilmiiş yanee siz anlatamıyomuşsunuz diycem. Yapcam bunu.

İlham perilerim başkalarının üzerinde uçuyor heralde. Bu yazı da böyle biraz daldan dala atlama gibi oldu ama...neyse.

5 Eylül 2012 Çarşamba

Kullanılmış Pil Gibiyim

Hani bazı ünlülerin bankacıları onları dolandırmış ya, bende öyle hissediyorum kendimi. Kullanılmış, duygularıyla oynanmış... Dostlarını say deseler ilk sıralarda olacak biriyle bu aralar sorunum var. Tam sorun gibi değil de nasıl diyeyim... Etrafında o kadar kişi var ki beni göremiyor. Hani dostlar sır paylaşırlar ya aralarında. Ne sır paylaşması abicim bizim konuşmamız sadece şunlardan ibaret;

-napıyosun ?
+takılıyorum sen?
-pcdeyim işte bende
+hımmm
-eee
+eeesi sen
-bende bişey yok
+bende de yok
- :)
+ :)

En fazla bu. Ama beni sevdiğini biliyorum, sanırım. Bana daha fazla zaman ayırmasını istiyorum. Bencillik mi bunu istemem ? Ama hani dostlar her zaman yanında olurdu iyi günde kötü günde..( bir an kendimi nikah memuru sandım )....vs.  Ya bırak yanında olmayı bu benim iyi günümü kötü günümü bilmiyor be. Ee anlat o zaman diyeceksiniz anlat neler yaşadığını. Niye anlatıyım ? O bana anlatıyor mu derdini, sıkıntısını, neşesini ? Anlat diyorum bazen, anlatılacak birşey yok iyi gidiyor işte diyor. Ya neler yaşadığını etrafındakilere anlattıktan sonra ayrıca bidaha bana anlatmak istemiyor yada anlatmak istemiyor. İstemiyor temiyor miyor yooor. Tamam da niye ? Her zaman yanında olduğumu bilmiyor mu ? Çok buluşamasak da bir telefon kadar uzağındayım bilmiyor mu ?  Yapabildiğim kadar yardımcı oluyorum bilmiyor mu ? O etrafındakiler yokken ben vardım bunu bilmiyor mu ? Ve etrafındakilerden beni görememesine çok kırılıyorum, cidden.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...